Skip to content Skip to footer

Bilişsel öğrenme kuramları

Bilişsel öğrenme kuramları, insanların nasıl öğrendiğine dair bir dizi teoriyi ifade eder. Bu kuramların ortak noktası, öğrenme sürecinin bir aktif işlem olduğunu, öğrencilerin yalnızca bilgiyi depolamadığını, aynı zamanda öğrenilen bilgiyi anlamaları ve yeni deneyimlerle entegre etmeleri gerektiğini belirtmeleridir. Bu makalede, bilişsel öğrenme kuramlarına bir göz atacağız.

Bilişsel öğrenme teorileri, öğrenme sürecinde zihinsel faaliyetlerin, algıların, anlamlandırmaların, anıların ve dikkatin önemini vurgulamaktadır. Bu kuramlar, öğrencilerin öğrenmeyi nasıl işlediğini anlamak için bilişsel süreçlerin incelenmesine dayanır.

Bilişsel öğrenme teorileri, öğrenme sürecinde insan zihninde olup bitenleri anlamak için deneysel verilerden yararlanır. Bu teoriler, bilgiyi almanın, işlemenin ve saklamanın insan beyninde nasıl gerçekleştiği hakkında bilgi sağlar.

Bilişsel öğrenme teorileri arasında en yaygın olarak kullanılanlar şunlardır:

  • Piaget’in Bilişsel Gelişim Kuramı
  • Vygotsky’nin Sosyal Öğrenme Kuramı
  • Ausubel’in Anlamlı Öğrenme Kuramı
  • Bruner’ın Öğrenme Nasıl Gerçekleşir? Kuramı
  • Gagné’nin Koşullu Öğrenme Kuramı

Piaget’in Bilişsel Gelişim Kuramı, insanların bilişsel yapılarının yaşlarına ve deneyimlerine bağlı olarak değiştiğini belirtir. Vygotsky’nin Sosyal Öğrenme Kuramı, öğrencilerin sosyal etkileşimlerinin, öğrenme sürecinde büyük bir rol oynadığını vurgular. Ausubel’in Anlamlı Öğrenme Kuramı, öğrencilerin yeni bilgileri mevcut bilgileriyle bağlantılandırarak daha iyi öğrenebileceğini savunur. Bruner’ın Öğrenme Nasıl Gerçekleşir? Kuramı, öğrenme sürecinin üç aşamadan oluştuğunu belirtir: hazırlık, öğrenme ve takip. Gagné’nin Koşullu Öğrenme Kuramı, öğrencilerin farklı öğrenme türlerine farklı tepkiler verdiğini vurgulayarak, öğrenme sürecinde koşullandırmanın önemini belirtir.

Piaget’in Bilişsel Gelişim Kuramı

Piaget’in bilişsel gelişim kuramı, çocukların zihinsel gelişimlerini anlamak için önemli bir araçtır. Bu kuram, çocukların çevreleriyle olan etkileşimlerinin, onların düşüncelerindeki değişimlere yol açtığını öne sürer. Piaget’e göre, çocukların düşünme kapasiteleri yaşlarına ve deneyimlerine bağlı olarak gelişir.

Kurama göre, bilişsel gelişim dört aşamadan oluşur: sensomotor aşama, ön işlem aşama, somut işlem aşama ve soyut işlem aşama. Her aşama, önceki aşamadan farklı zihinsel işlemleri ve becerileri içerir. Bu aşamalar, çocukların anlama ve problem çözme becerilerindeki gelişimlerini gösterir.

Sensomotor Aşama: Bu aşama, doğumdan yaklaşık 2 yaşına kadar olan dönemi kapsar ve bebeklerin dünyayı keşfetmek için duyularını kullanarak hareket ettiği dönemdir. Bu aşama boyunca bebekler, nesneleri tutup çekiştirebilir, parmaklarını ve ellerini kullanarak nesneleri keşfedebilir, yüz ifadelerini ve sesleri taklit edebilirler.

Örnek: Bebek, ellerini kullanarak oyuncakları tutar ve oyun halılarından merdivenlere tırmanır.

Ön İşlem Aşama: Bu aşama, yaklaşık 2 ila 7 yaş arasındaki dönemi kapsar ve çocukların düşüncelerini sembolik olarak ifade etmeye başladığı dönemdir. Bu aşama boyunca çocuklar, hayal güçlerini kullanarak oyun oynarlar, resim yaparlar ve sembolik oyunlar oynarlar.

Örnek: Çocuk, oyun oynarken bir sandalyeyi gemi olarak kullanır ve hayalinde bir deniz yolculuğuna çıkar.

Somut İşlem Aşama: Bu aşama, yaklaşık 7 ila 12 yaş arasındaki dönemi kapsar ve çocukların somut düşüncelerini kullanarak problemleri çözmeye başladığı dönemdir. Bu aşama boyunca çocuklar, somut nesnelerle ilgili problemleri çözmeye başlarlar ve matematiksel işlemler yapabilirler.

Örnek: Çocuk, bir bardak sütü iki küçük bardağa eşit olarak paylaştırmak için matematiksel hesaplamalar yapabilir.

Soyut İşlem Aşaması: Bu aşama, yaklaşık 12 yaşından itibaren başlar ve tüm yaşam boyunca devam eder. Bu aşamada, kişi soyut düşünceleri kullanarak problemleri çözmek ve kavramları anlamak için daha karmaşık stratejiler kullanabilir.

Örnek: Genç bir yetişkin, bir matematik problemi çözerken, soyut kavramları, denklemleri ve formülleri kullanarak çözümü bulur.

Piaget’in bilişsel gelişim kuramı, çocukların zihinsel kapasitelerinin yaşlarına ve deneyimlerine bağlı olarak geliştiğini vurgular. Bu kuram, eğitimcilerin öğrencilerin öğrenme süreçlerini anlamalarına yardımcı olur ve eğitim programlarının öğrencilerin bilişsel kapasitelerine uygun olmasını sağlar.

Piaget’in Bilişsel Gelişim Kuramı’nın diğer bir önemli özelliği, bireyin kendi kendine düşünme ve problem çözme becerilerinin gelişmesini sağlamasıdır. Piaget, bireyin aktif bir öğrenici olduğunu ve çevre ile etkileşim içinde olarak öğrenmenin gerçekleştiğini savunur. Ayrıca, Piaget’in kuramı, bireyin dünya hakkındaki anlayışının sürekli bir değişim ve gelişim içinde olduğunu vurgular.

Piaget’in Bilişsel Gelişim Kuramı’nın uygulama alanları oldukça geniştir. Bu kuram, eğitim ve öğretimde kullanılan yöntem ve tekniklerin geliştirilmesine ve öğrenme sürecinin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamıştır. Özellikle okul öncesi dönemdeki çocukların gelişim sürecinin anlaşılmasında ve uygun eğitim materyallerinin tasarlanmasında önemli bir rol oynamıştır.

Piaget’in bilişsel gelişim kuramı, insanların zihinsel işlemlerinin yaşla birlikte değiştiğini ve bu değişimin insanların dünyayı algılama, anlama ve yorumlama şekillerinde önemli bir rol oynadığını savunur. Bu kurama göre, insanlar öğrenme sürecinde, önce belirli bir zihinsel işlemi öğrenirler ve sonra bu işlemi farklı şekillerde kullanarak daha karmaşık işlemler öğrenirler.

Örneğin, bebekler ve küçük çocuklar, dünyayı somut nesneler ve olaylarla ilişkilendirerek anlamaya başlarlar. Yani, onlar için bir şeyin gerçek olduğunu görmek veya dokunmakla öğrenirler. Ancak yaşları ilerledikçe, soyut kavramlar gibi somut olmayan kavramlarla da başa çıkmak zorunda kalırlar. Bu noktada, zihinsel işlem kapasiteleri artar ve soyut düşünceleri anlama ve yorumlama yetenekleri gelişir.

Başka bir örnek olarak, bir çocuk önce sayıları tek tek sayarak öğrenir, sonra sayıları toplama veya çıkarma işlemleri için birleştirebilir. Daha sonra, soyut matematiksel kavramlar, örneğin denklemler veya oranlar gibi, anlamaya başlarlar.

Sonuç olarak, Piaget’in Bilişsel Gelişim Kuramı, bireyin zihinsel yapılanmasının sürekli bir değişim ve gelişim süreci olduğunu ve öğrenmenin aktif bir süreç olduğunu vurgular. Kuram, eğitim ve öğretimde kullanılan yöntem ve tekniklerin geliştirilmesine katkı sağlamıştır. Ayrıca, çocukların gelişim sürecinin anlaşılmasında ve uygun eğitim materyallerinin tasarlanmasında önemli bir rol oynamaktadır.

 

Vygotsky’nin Sosyal Öğrenme Kuramı: İnsanın Toplumsal Yapı İçindeki Öğrenmesi

Lev Vygotsky, 20. yüzyılın en etkili psikologlarından biriydi ve sosyal öğrenme kuramıyla bilinir. Vygotsky’ye göre, öğrenme sosyal bir süreçtir ve çevresel etkileşimlerden kaynaklanır. Vygotsky’nin kuramı, öğrenmenin toplumsal ve kültürel bir yapıya sahip olduğunu vurgulayan kültürler arası bir yaklaşımdır.

Vygotsky, sosyal öğrenme kuramı ile bireylerin toplumsal etkileşimlerinin öğrenme sürecinde önemli olduğunu öne sürer. Bu etkileşimlerin, kişinin öğrenme sürecinde içselleştirerek yeni bilgileri ve becerileri öğrendiği bir ortam sağladığını savunur. Bu yaklaşım, bireyin öğrenme potansiyelinin toplumsal ve kültürel yapıların etkisi altında şekillendiğini belirtir.

Vygotsky, birçok kavram geliştirdi. Bu kavramlar, sosyal öğrenme kuramının temel taşlarından bazılarıdır. Vygotsky’nin en önemli kavramları arasında kültürel araçlar, proksimal gelişim bölgesi ve öğrenme etkinlikleri yer almaktadır.

Vygotsky’ye göre, kültürel araçlar öğrenmenin ayrılmaz bir parçasıdır ve insanlar kültürel araçlar kullanarak öğrenirler. Bu araçlar, dil, sembolik düşünme, matematiksel işlemler, teknoloji gibi kültürler tarafından oluşturulan araçlar olabilir. Vygotsky, kültürel araçların öğrenmenin ayrılmaz bir parçası olduğunu ve insanların kültürel araçlar kullanarak öğrendiklerini belirtir.

Proksimal Gelişim Bölgesi

Proksimal gelişim bölgesi, Vygotsky’nin en önemli kavramlarından biridir. Bu kavram, bireyin öğrenme potansiyelini ifade eder. Proksimal gelişim bölgesi, bireyin kendi başına öğrenemeyeceği ancak bir başkasının yardımıyla öğrenebileceği bilgi ve becerilerin seviyesini ifade eder. Bireyin proksimal gelişim bölgesindeki öğrenme süreci, bir başkasının yardımıyla gerçekleşir. Bu süreç, öğrencinin öğrenme potansiyelini artırarak yeni bilgi ve beceriler öğrenmesine yardımcı olur.

Öğrenme etkinlikleri, öğrenmenin gerçekleştiği etkinliklerdir. Vygotsky, öğrenme etkinliklerinin toplumsal ve kültürel yapılarla ilişkili olduğunu belirtir. Öğrenme etkinlikleri, bireylerin çevresiyle etkileşim kurdukları ve öğrenme potansiyellerini artırdıkları ortamlardır.

Vygotsky’nin sosyal öğrenme kuramı, öğrenmenin toplumsal bir süreç olduğunu vurgular. Bu kuram, öğrenmenin bireyin çevresel etkileşimlerinden kaynaklandığını belirtir. Bu makalede, Vygotsky’nin kuramı ve kavramları detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Bu açıklamalar, SEO uyumlu bir şekilde yazılmıştır. Vygotsky’nin sosyal öğrenme kuramı, öğrenme sürecinin sosyal ve kültürel yapılarla ilişkili olduğunu ve bireyin öğrenme potansiyelinin bu yapılar altında şekillendiğini vurgular.

 

Ausubel’in Anlamlı Öğrenme Kuramı

David Ausubel, öğrenme kuramı alanında önemli bir isimdir. Anlamlı öğrenme kuramı, Ausubel’in en önemli katkılarından biridir. Bu kuram, öğrenmenin öncelikle anlamlı materyallerin anlamsız olanlardan ayırt edilmesiyle gerçekleştiğini vurgular. Bu makalede, Ausubel’in anlamlı öğrenme kuramı detaylı bir şekilde açıklanacaktır.

Temel Kavramlar

Ausubel’in anlamlı öğrenme kuramı, üç temel kavram üzerine inşa edilmiştir:

  1. Anlamlı materyaller: Öğrencilerin önceden bilgi sahibi oldukları konularla ilişkilendirilebilen materyallerdir.
  2. Örgütleme: Yeni bilgi, öğrencilerin önceden sahip oldukları bilgi ve deneyimlerle bağlantılı bir şekilde sunulur.
  3. İleriye dönük bağlantı: Yeni öğrenilen bilginin, gelecekte öğrenilecek konularla ilişkili olduğu anlamına gelir.

Anlamlı Öğrenme

Anlamlı öğrenme, öğrencilerin öğrenme sürecinde önemli bir rol oynar. Anlamlı öğrenme, öğrencilerin önceden sahip oldukları bilgi ve deneyimlerle bağlantılı olarak yeni bilgileri öğrenmeleri anlamına gelir. Bu yaklaşım, öğrencilerin öğrenme materyallerini anlamlı hale getirmelerini ve öğrenme sürecinde daha aktif bir rol almalarını sağlar.

Örgütleme

Örgütleme, öğrencilerin öğrenme materyallerini anlamalarına yardımcı olacak şekilde düzenlenmesi anlamına gelir. Bu süreç, yeni öğrenilen bilginin önceden sahip olunan bilgi ve deneyimlerle bağlantılı olarak sunulmasını içerir. Öğrenciler, yeni bilgiyi öğrenirken, önceden sahip oldukları bilgi ve deneyimleri kullanarak yeni bilgiyi anlamlandırmaya yardımcı olurlar.

İleriye Dönük Bağlantı

İleriye dönük bağlantı, öğrenilen bilginin gelecekte öğrenilecek konularla ilişkili olduğunu vurgular. Bu yaklaşım, öğrencilerin öğrenme materyallerini anlamlı hale getirerek, gelecekte öğrenecekleri konuları öğrenme potansiyellerini artırır.

Özelleştirme ve İleriye Dönük Bağlantı

Ausubel’in anlamlı öğrenme kuramı, öğrencilerin öğrenme sürecinde aktif bir rol oynamasını teşvik eder. Öğrenciler, öğrenme materyallerini kendi önceden sahip oldukları bilgi ve deneyimleriyle özelleştirebilirler. Bu özelleştirme süreci, öğrencilerin öğrenme materyallerini daha anlamlı hale getirerek, öğrenmelerini daha etkili hale getirir.

Ayrıca, Ausubel’in anlamlı öğrenme kuramı, öğrencilerin öğrenilen bilginin gelecekte öğrenilecek konularla ilişkili olduğunu anlamalarını teşvik eder. Bu, öğrencilerin öğrenme materyallerini gelecekte öğrenecekleri konularla bağlantılı hale getirmelerine yardımcı olur. Bu yaklaşım, öğrencilerin gelecekteki öğrenme süreçlerini kolaylaştırır.

Özetle, Ausubel’in anlamlı öğrenme kuramı, öğrencilerin öğrenme sürecinde aktif bir rol oynamasını teşvik ederek, öğrenmenin öncelikle anlamlı materyallerin anlamsız olanlardan ayırt edilmesiyle gerçekleştiğini vurgular. Anlamlı öğrenme, öğrencilerin önceden sahip oldukları bilgi ve deneyimlerle bağlantılı olarak yeni bilgiyi öğrenmelerini sağlar. Örgütleme ve ileriye dönük bağlantı, anlamlı öğrenmenin temel unsurlarıdır.

Bruner’ın Öğrenme Nasıl Gerçekleşir? Kuramı

Jerome Bruner, öğrenme sürecinin nasıl gerçekleştiğine dair farklı bir yaklaşım sunan bir eğitim teorisyenidir. Bruner, öğrenmenin bireyin çevresi ile etkileşim içinde olarak gerçekleştiğini düşünür ve bu nedenle öğrenme sürecinde dikkate alınması gereken faktörleri inceler.

Bruner’ın Öğrenme Nasıl Gerçekleşir? Kuramı

Bruner, öğrenmenin üç aşamalı bir süreç olduğunu düşünür: elde etme, temsil etme ve kodlama. Bu aşamalar, bireyin çevresiyle etkileşim içinde olarak bilgi edinmesi, bilgiyi anlaması ve daha sonra hatırlaması için gerekli süreçleri kapsar.

  1. Elde Etme Aşaması

Elde etme aşaması, bireyin çevresindeki bilgiyi algılaması ve anlaması için gerekli olan ilk adımdır. Bu aşama, öğrenme materyalinin öğrenci tarafından dikkatlice incelenmesini gerektirir. Bruner, bu aşamada öğrenme materyalinin anlamlı ve ilgi çekici olması gerektiğini düşünür.

  1. Temsil Etme Aşaması

Temsil etme aşaması, bireyin bilgiyi kendi zihninde nasıl düzenlediğiyle ilgilidir. Bruner, öğrencilerin bilgiyi daha iyi anlamaları için öğrenme materyalini örgütlemeleri gerektiğini savunur. Bu, bilgiyi anlamlı bir şekilde gruplandırmayı ve sınıflandırmayı içerir.

  1. Kodlama Aşaması

Kodlama aşaması, öğrenilen bilginin uzun süreli bellekte depolanması için gerekli adımları kapsar. Bruner, bu aşamada öğrencilerin bilgiyi tekrar etmeleri ve uygulamaları gerektiğini düşünür. Bu, bilgiyi hatırlamanın yanı sıra, daha sonraki öğrenme materyalleriyle ilişkilendirmeyi de kolaylaştırır.

Bruner ayrıca, öğrencilerin öğrenme sürecinde aktif bir rol oynaması gerektiğini savunur. Öğrencilerin kendi öğrenme hedeflerini belirlemeleri, öğrenme materyalini özelleştirmeleri ve öğrenme materyalleriyle ilişki kurmaları önemlidir.

 

Bruner’ın Öğrenme Nasıl Gerçekleşir? Kuramı, öğrenmenin üç aşamalı bir süreç olduğunu öne sürer: elde etme, temsil etme ve kodlama. Bu sürecin başarılı olabilmesi için, öğrenme materyalinin öğrenciler için anlamlı, ilgi çekici ve öğrenme hedeflerine uygun olması gerektiği vurgulanır. Bruner, öğrencilerin öğrenme sürecinde aktif bir rol oynaması gerektiğini savunur ve öğrencilerin öğrenme materyalini özelleştirmesi, kendi öğrenme hedeflerini belirlemesi ve öğrenme materyalleriyle ilişki kurması önemlidir.

Bruner’ın Öğrenme Nasıl Gerçekleşir? Kuramı, öğrenme sürecinde öğrencilerin zihinsel aktivitesinin önemini vurgular ve öğrencilerin öğrenme materyaliyle etkileşim içinde olarak öğrenmelerini sağlar. Bu nedenle, Bruner’ın kuramı, eğitim uygulayıcıları ve öğretmenler için önemli bir kaynak olabilir ve öğrenme materyalleri hazırlanırken, öğrencilerin zihinsel süreçlerinin dikkate alınması gerektiğini gösterir.

Sonuç olarak, Bruner’ın Öğrenme Nasıl Gerçekleşir? Kuramı, öğrenmenin bireyin çevresiyle etkileşim içinde olarak gerçekleştiğini ve öğrenmenin üç aşamalı bir süreç olduğunu öne sürer. Bu kuram, öğrencilerin zihinsel süreçlerine odaklanarak, öğrenme materyallerinin öğrenciler için daha anlamlı hale getirilmesine yardımcı olabilir.

 

Gagné’nin Koşullu Öğrenme Kuramı

Gagné’nin Koşullu Öğrenme Kuramı konusunda seo uyumlu bir makale yaz. Detaylı ve anlaşılır olsun. Dünya’nın en iyi makalesi ile aynı özelliklere sahip olsun.

Gagné’nin Koşullu Öğrenme Kuramı, öğrenmenin beş temel koşulu olduğunu öne sürer. Bu koşullar, öğrenmenin başarılı bir şekilde gerçekleşmesi için gereklidir ve bu nedenle öğretmenlerin ve eğitim tasarımcılarının dikkate almaları gereken önemli konulardır.

1Dikkat Çekme: Öğrenmenin ilk aşaması, öğrencinin dikkatini çekmektir. Eğitim materyallerinin öğrencilerin ilgisini çekecek şekilde tasarlanması, öğrencilerin öğrenme sürecine katılımını artırabilir.

2. Bilgiyi İşleme: İkinci koşul, öğrenmenin işlenmesidir. Öğrenme materyalleri, öğrencilerin öğrenme kapasitesine uygun bir şekilde düzenlenmelidir. Öğrencilerin öğrenme materyalini anlayabilmesi için öğrenme materyalinin anlamlı ve yapılandırılmış olması gerekmektedir.

3. Geri Bildirim: Üçüncü koşul, geri bildirimdir. Öğrencilerin öğrenme sürecinde, yanıtlarının doğruluğuna dair anında geri bildirim alması gerekmektedir. Bu geri bildirim, öğrencilerin öğrenme sürecinde kendilerini düzeltmelerine yardımcı olur.

4. Taklit: Dördüncü koşul, taklit etme sürecidir. Öğrencilerin, öğrenme materyalini öğrenirken öğretmenleri veya diğer öğrencileri taklit etmesi gerekebilir. Bu taklit, öğrencilerin öğrenme sürecinde daha hızlı ve etkili olmalarını sağlayabilir.

5. Uygulama: Beşinci koşul, öğrenmenin uygulanmasıdır. Öğrencilerin öğrenme materyalini uygulamaları, öğrenmenin kalıcılığını artırır. Uygulama süreci, öğrencilerin öğrenme materyalini kendi hayatlarına uygulamalarını sağlar ve böylece öğrenme materyalini daha iyi anlamalarına yardımcı olur.

Gagné’nin Koşullu Öğrenme Kuramı, öğrenme sürecinin karmaşıklığını vurgular ve öğrenmenin başarılı bir şekilde gerçekleşmesi için belirli koşulların yerine getirilmesi gerektiğini öne sürer. Bu kuram, eğitim tasarımcıları ve öğretmenler için önemli bir rehber olabilir. Kuram, öğretim materyallerinin etkili bir şekilde tasarlanmasına yardımcı olabilir ve öğrencilerin öğrenme sürecinde daha fazla katılım sağlamasını mümkün kılabilir.

Bu kuram ayrıca, öğrencilerin farklı öğrenme stillerine sahip olabileceğini ve öğrenme materyallerinin bu farklılıkları dikkate alacak şekilde tasarlanması gerektiğini de vurgular. Örneğin, bazı öğrenciler görsel öğrenme stilini benimserken, diğerleri işitsel veya dokunsal öğrenme stili ile daha iyi öğrenirler. Eğitim tasarımcıları ve öğretmenler, bu farklı öğrenme stillerine uygun öğrenme materyalleri oluşturarak öğrenme sürecini daha etkili hale getirebilirler.

Gagné’nin Koşullu Öğrenme Kuramı aynı zamanda beş aşamalı bir öğrenme süreci de önerir: algılama, bilgiyi işleme, strateji geliştirme, performans gösterme ve geri bildirim. Bu aşamalar, öğrenmenin doğası ve süreci hakkında daha ayrıntılı bir anlayış sağlar.

Sonuç olarak, Gagné’nin Koşullu Öğrenme Kuramı, öğrenmenin başarılı bir şekilde gerçekleşmesi için gerekli koşulları belirler ve eğitim tasarımcıları ve öğretmenler için önemli bir rehber olabilir. Bu kuram, öğrencilerin farklı öğrenme stillerine uygun olarak tasarlanmış öğrenme materyallerinin oluşturulmasına da yardımcı olabilir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Leave a comment

Öğrenme Kovanı, öğrencilerin potansiyellerini keşfetmelerine, hedeflerine ulaşmalarına ve başarılarını artırmalarına yardımcı olmak için tasarlanmıştır.

Sosyal Medya

Öğrenme Kovanı ©   Her Hakkı Saklıdır. Kopyalanması, çoğaltılması ve dağıtılması halinde yasal haklarımız işletilecektir.